Bu yazıyı okurken matematik öğretmenliğini kazanmış ya da matematik öğretmenliği okumayı düşünüyor olabilirsiniz. Ben şu anda ilköğretim matematik öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi olmak üzereyim. Üniversitenin ilk gününden bu zamana kadar tecrübe ettiğim her şeyi size anlatmaya çalışacağım.
Matematik öğretmenliği okumak zor mu? Kazanmak kolay mı? Temel olması gerekiyor mu a dan z ye elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım. Ben matematik öğretmenliği okurken virüs çıktığından beri yazılım çalışıyorum. Buna rağmen hem üniversiteyi hem de yazılım ve web sitesini beraber yürütebiliyorum. Tabii ki şartlar böyle olmasaydı hiçbir şekilde yazılım öğrenemezdim. Eğitim derslerinde materyal hazırlarken de fazlasıyla işime yarıyor.
Matematik öğretmenliği okumak için matematik temeli olması gerekiyor mu?
Belli bir düzeyde evet. Ancak ben meslek lisesinden bu bölüme geldim ve sayısal derslerim normal puanların üzerindeydi. Virüs zamanı da normal puanların üzerinde ancak hakkıyla yapan fazla kalmadığından genel puanlar yüksek olabiliyor. Üniversitelerin açık olduğu dönemlerde matematik öğretmenliği okuyan birisinin sayısal bir dersten hatırı sayılır bir puan alması için hangi seviyede olursa olsun haftalar öncesinden çalışmaya başlaması gerekiyor.
Belli bir seviyede temel olması gerekiyor sözümden de matematik temelinizin çok sağlam olması gerektiğini çıkarmamalısınız. Zaten bölüme başladığınız anda size temel matematik dersleri veriliyor. Matematiğin temelleri gibi ki bu ders üniversiteden üniversiteye değişiklik gösterebilir birçok sayısal ders mevcut. Lise düzeyindeki matematiği atlattıktan sonra artık her şeye temelden başlanıyor.
Üniversiteye ilk başladığınızda tahtada toplama ve çıkarma işlemlerinin ispatları gibi birçok temel ispat yapılıyor. Kök iki neden rasyonel değildir? Gibi birçok temel ispatı görüyorsunuz. Ancak en basit görünen derse bile çok fazla çalışmanız gerekiyor. Tahtada toplama çıkarma ve basit ispatların yapıldığı bir derste vizede neredeyse herkes 05, 20, 30 gibi düşük notlar almıştı. Sebebiyse derste gösterilen küçük bir formülün ispatının istenmesiydi. Bir küme formülünün ispatı 30 ya da 40 puan gibi bir puana denk geliyordu. O kadar basit olacağını düşündüğüm bir sınavda sürekli baştan sona soruları inceliyordum belki bir fikir gelir de birisini yapabilirim diye.
Konuya devam etmek gerekirse ben üniversite sınavında okul birinciliği kontenjanı ile yerleşmiştim. Yani normalden daha az bir puan ile bu bölümü kazandım. Bu da temelimin diğerlerine göre daha kötü olduğunu gösteriyor. Matematikte son sene dershane bile olmadan sıfırdan üslü sayılardan başlayıp sona kadar gittim. Üniversite sınavına girdiğimde olasılık ve geometri konularında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum. Üniversiteye başladığımda da üniversite sınavı için çalıştığım her şey aklımdan uçmuştu. Geometri ve olasılık konularından hala neredeyse hiçbir şey bilmiyordum.
Üniversiteye başlar başlamaz bir derste matematik temelleri anlatılırken bir derste karışık ispatlarla matematik anlatılıyordu. Yani bir derste çok kolay konular ve temel konular anlatılırken ki bu ders herkesin düşük aldığı dersti diğer derste de türevde toplamanın ispatı gibi konular anlatılıyordu. Üniversite sınavının birinci ve ikinci oturumunu aynı anda öğrenmek gibiydi.
Sonuç olarak matematik öğretmenliğini kazanacak kadar matematik bilgisi bölümü bitirmeniz için yeterlidir. Matematik öğretmenliğine başlayan ya da okuyan herkes kimsenin ulaşamayacağı kadar uç bir matematik bilmiyor. Aksine üniversitenin ilk birkaç ayında lise seviyesinden üniversite seviyesi bir matematiğe geçiyorsunuz. Artık bir ispatı okuyup üzerinde çalışarak anlayabilecek seviyeye geliyorsunuz.
Matematik öğretmenliği bölümünde tüm dersler matematik ile mi ilgili?
Hayır değil. Aksine eğitim dersleri daha ağır basıyor. Zaten lise seviyesini geçmiş herkes birkaç video ile eski konuları hatırlayıp alanı ile ilgili konuları anlatacak kadar matematik öğrenebilir. Ancak öğrendiği bu matematiği öğrenciye aktaramaz. Siz üniversite sınavında bu bölümü kazanacak kadar matematik çözdüyseniz zaten bu konuları anlatacak seviyeye gelmiş olabilirsiniz. Hatta öğretmenden daha iyi bile anlatabilirim diye düşünebilirsiniz. Ancak bir şeyi bilmek değil bildiğiniz şeyi başka birisine aktarmak zordur.
Pek çok konuyu pek çok yerden öğrenebilirsiniz. Ancak bu konuları daha önce bu konular hakkında hiçbir bilgisi olmayan birisine anlatamazsınız. Düşünsenize siz daha harfleri bilmiyorsunuz öğretmeniniz isminizi kâğıda yazın diyor. Daha önce hayatında hiçbir sayı görmemiş ya da daha önce hayatında grafikler ile ilgili hiçbir şey duymamış birisine bu konuları aklınıza geldiği gibi anlatamazsınız.
Bir ders planı yapıp gerekirse etkinlikler tasarlayıp konuyu en temelden öğretim programında verilmiş sürede zamana yayarak anlatmalısınız. Anlatırken de eğitim derslerinde öğrendiğiniz birçok şeyi dikkate alarak anlatmalısınız. Sadece matematik bölümü okumakla matematik öğretmenliği okumak arasındaki ayrım da burada başlıyor. Eskiden düşük puanla matematik bölümüne girilip matematik öğretmenliği okuyanların eğitim derslerine dahil olarak formasyon alınıp öğretmen olunabiliyordu. Şu anda kalkmış durumda ancak bu yazı yazıldıktan sonra durum ne olur bilemeyeceğimden araştırmanızı tavsiye ederim.
Gittikçe sayısal dersleriniz azalarak yerlerini eğitim derslerine bırakıyor. İlk kaldığım derste Tük Dili dersiydi. İki kere iki puanla bırakmıştı sayın hocam. Üniversiteye başladığınızda fix aldığınız dersler arasında İngilizce ve tarih var. Bölümünüze göre Türk Dili de eklenebiliyor. Gerisi temelinizi atmaya yönelik dersler. Benden de ufak bir tiyo olsun bölüme başladıktan sonra epsinon diye bir şey duyarsanız sıfırdan büyük sıfıra çok yakın bir sayı. Derste kafamı çok karıştırmış bir konuydu kendisi.
Matematik öğretmenliği vize ve final sınavları zor mu?
Kesinlikle zor. Sözel ve eğitim derslerine o kadar çok çalışmasam da herkesin alacağı analiz dersi sınavlarına birkaç hafta önceden çalışmaya başlıyordum. Tabii ki sadece ben değil birçok kişi çok çok önceden başlıyordu. Zaten analiz gibi bir dersin sınavını birkaç günde çalışıp her şeyi kafasında oturtabilecek birisi varsa tebrik ediyorum.
Sosyoloji gibi sözel derslere ve eğitim derslerine üniversite dersleri bittikten sonra yemek sonrası hemen çalışmaya başlayıp sabaha kadar bitiriyordum. Vize ve final sınavlarının olduğu hafta uykuyu unutabilirsiniz. Liseden üniversiteye geçtiğinizde ne güzel çok az ders var günümün çoğu bana kalıyor diyebilirsiniz ancak sınav haftası boş kaldığınız her saniye için çalışıyorsunuz.
Tabii ki abarttığım kadar zor değil. Sadece vize ve final sınavları için ciddi bir çalışma ortaya koymanız gerekiyor o kadar. Derste öğrenmediğiniz bir şeyle sınavda karşılaşmazsınız ancak derste öğrendiğiniz birkaç şeyin birleştirilip kullanılması gereken sorularla karşılaşabilirsiniz.
Ezber gibi bir yolu zaten asla seçmeyin. Formül ve ispatları ne kadar ezberlerseniz ezberleyin hiçbir işe yaramayacaktır. Bu bölümü okumak istiyorsanız matematikten zevk aldığınıza emin olun. Eğer üniversiteye geçtiğinizde neyle karşılaşacağınızı merak ediyorsanız Ali Nesin’in videolarını izleyebilirsiniz.
Matematik öğretmenliği okumak zor mu?
Eğer matematiği ve eğitim vermeyi seviyorsanız ve bu mesleği parası için değil sevdiğiniz için yapmayı düşünüyorsanız hiç zor değil. Kendimden örnek vermem gerekirse lise 1 itibari ile matematik öğretmeni olma hayali kuruyordum. Atanma ve para gibi konular hala pek umurumda değil. Tabii ki seçmeden önce kontrol ettim ancak sadece bunlara dikkat etmedim.
Ben elektrikçide de çalıştım temizlikçide de ve şunu gördüm eğitmen olmak hiçbir mesleğe benzemiyor. Her meslek kendine göre zor tabii ki. En iyisi eğitmenlik anlamında söylenmiş bir söz değil bu. Eğer eğitmen olmak istemeyip öğretmenlik okursanız hem kendinizin hem de binlerce çocuğun hayatını harcayabilirsiniz.
İyi de kazanırım bölümü bir de atandım mı yan gelip yatarım. Şeklinde bir düşünceniz varsa sırf ülkenize olan saygınız için bu mesleği tercih etmeyin. Bir öğretmen gelişi güzel bir eğitim asla veremez. Uymanız gereken kurallar, Benimsemeniz gereken bir felsefe ve eğitmeniz gereken bir nesil var. İyi kötü herkes bu bölümü bitirebilir. Ancak herkes bir öğretmen olmaz.
Teşekkürler
Merhaba hiç kaldığınız ya da büte kaldığınız bir ders oldu mu
Merhaba, Türk dilinden büte kalmıştım ve bütten de kaldım. Gerçekten kötüydüm. Yeni yeni düzelmeye başladım. Çalıştığınız sürece kalmazsınız.
ben 4. sınıfım ve şuan bir büt ödevim için araştırma yaparken sayfana rastladım. sayfa güzelmiş ünide ki ilk yıllarım geldi aklıma, ilk sınıf olsam umrumda değil, ama son sınıf büte kalmak..
Ben de son sınıftayım ama bizde bütü kaldırdılar. Umarım geçersiniz. Bizde büt diye bir şans bile yok. Finaller 15 dakika.